Buna göre :
1-Emeklilik sisteminde yaş sabitleştirilecek. Kadınlarda 60, erkeklerde 63 yaş olacak.
2-Emekliliği artırmak değil hak edeni emekli yapılması sağlanacak
3-Daha adil, daha dengeli ve sürdürülebilir bir mevzuat oluşturulacak
4-Tercihe göre emeklilik uygulanacak. Yani prim ödeme sistemlerinde özel veya kamu seçilecek şekilde yönlendirme yapılabilecek.
5-Emeklilik maaşı alt sınırı sürekli düzenlenen bir konu değil bir kez sabitleştirilecek bir endeksle artırılacak
6-Tamamlayıcı uygulama getirilecek. TES sistemi sayesinde kişiler daha etkin hizmetler alacak.
SEDDK, 2025-2027 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programda da yer alan TES’i hayata geçirmek için düğmeye bastı. Kurumun öncelikle ‘model’ üzerinde çalışmaları tüm hızı ile sürüyor. Söz konusu modelde asgari katkı payı, işveren katkı payı, devlet katkısı oranı vb. hususlar detaylı olarak yer alacak. Modelin belirlenmesi için TES konusunda Güney Kore, Yeni Zelanda, Polonya vb. başarılı ülke örnekleri de detaylı şekilde inceleniyor. Ortaya konan model için Türkiye Sigorta Birliği (TSB) ve emeklilik şirketlerinin görüş ve geri bildirimleri alınacak. SEDDK, modele nihai hali verdikten sonra sıra yasal düzenlemeye gelecek. TES ile ilgili yasa çıktıktan sonra uygulamaya geçmesi için belli bir süre de tanınacak. Bu nedenle sistemin başlamasının en iyimser tahminle 2025 yılı son çeyreğini belki de 2026’yı bulabileceği kaydediliyor.
TES ile birlikte 3 basamaklı emeklilik sisteminin 2’nci basamağı olan işveren katkılı, zorunlu emeklilik sistemi, gerçek anlamda devreye girecek. (İlk basamak Sosyal Güvenlik Sistemi, 3’üncü basamak ise gönüllü Bireysel Emeklilik Sistemi). Türkiye’de 2017 yılında başlayan Otomatik Katılım Sistemi de (OKS) aslında 2’nci basamak emeklilik sistemi. Bununla birlikte girişin zorunlu olsa bile çıkışların serbest olduğunu, işveren katkısının olmadığını, sistemin de bu nedenle beklentileri yeterinde karşılamadığını hatırlatalım.
EGM’nin 31 Ağustos tarihli verilerine göre, OKS’de yaklaşık 7.5 milyon çalışan birikim yapmaya devam ediyor. Sistemde, çalışanların fon tutarı da 70,9 milyar TL’ye ulaşmış durumda. OKS uygulaması ilk başladığı dönemde sahada edindiğim izlenimleri paylaşacak olursam, pek çok çalışan (kurumsal şirketlerde çalışanlar da dahil) Bireysel Emeklilik Sistemi hakkında yeterince bilgili değildi. Çalıştıkları şirketlerin insan kaynakları (İK) departmanları tarafından da iyi bilgilendirilmemişlerdi. Hatta kendilerine hayat ya da sağlık sigortası yapıldığını sananlar oldu! Bu çalışanların önemli bir kısmı (çıkış da serbest olduğu için) daha yolun başında OKS’den ayrıldılar. Bu nedenle, işveren katkısı, devlet katkısı ve sistemden çıkışın zorlaştırılması yanında iyi bir iletişim stratejisi ile TES’in çalışanlara çok iyi anlatılması gerekiyor. Bu konuda emeklilik şirketleri yanında İK departmanlarına da büyük görev düşüyor.
Türkiye’de Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) ile ilgili çalışmalar ilk başladığında çalışanların kıdem tazminatları karşılıklarının, özel emeklilik sisteminde değerlendirilmesi gündeme gelmişti. Bununla birlikte söz konusu yaklaşımın hem çalışanlar hem de işverenler nezdinde yeterince destek bulamaması, sendika ve işverenlerin itirazları nedeni ile gelinen noktada, kıdem tazminatı konusu, TES düzenlemelerinin dışında yer alıyor.