Ülkemizde neredeyse 81 ilinde büyük marketlerde bile Kırkağaç kavunu diye satış yapılırken Kırkağaç’ta bu kavunu bulmak her geçen yıl imkansız hale geliyor.
Yıllarca marka olabilmesi için uğraş veren Kırkağaç tarım çiftçileri ve bazı yetkililer ne var ki marka yaptıkları kavunun markasından kendileri hariç herkes kullanarak maddi kazanç elde etmeye başardi. O yüzden kendi kazanamayan çiftçiler ise yıldan yıla üretimi bırakmaya başladı. Bundan yıllar önce neredeyse Kırkağaç’ta her evin avlusunda direklerde asılı halde olan kavunlar her gelen misafire ikram ve hediye edilirken şimdiler ise neredeyse bir çok yerde bulmak bile imkansız. İşin garip tarafı Kırkağaç’ta Kırkağaç kavununu bulmak zorken birçok şehirde bu marka ile satılan kavunlar nereden geliyor merak ediliyor?
Kırkağaç kavunu her geçen yıl azalıyor diyen Kırkağaç Ziraat Odası Başkanı Emin Özarı, “Adı bizim, namı bizim, markası bizim, kendisi bizim, ama kaymağını başkaları yiyor.” dedi.
Başkan Özari, “Acaba sebeplerden birisi bizim halâ ata tohumu ile üretim yapıyor olmamız olabilirmi? Çünkü zaman geçiyor, çağ değişiyor, yeni üretim teknikleri çıkıyor, yeni tohumlar, hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı tohum çeşitleri gelişiyor. Fakat Kırkağaç olarak bizler halâ, hastalık ve zararlılara karşı dayanıksız, dekar verimliligi ve ekonomik kazancı düşük, renk ve gösteriş bakımından tüketiciler tarafından tercih edilmeyen tohumlar ile kavun üretimine devam ettiğimiz için mi para kazanamıyoruz ve başka çeşitlere yöneliyoruz.Şahsi kanaatim odur ki , artık bizim de Kırkağaç olarak istemeyerekte olsa hastalık ve zararlıları karşı dayanıksız olan tohumlardan vazgeçip , ekonomik boy ve renklere sahip, hastalıklara karşı dayanıklı, raf ömrü daha uzun, dekar verimi ve kazancı daha yüksek, hibrit tohumlar ile kavun yetiştirmemizin zamanı geldi geçiyor bile. Bu söylem kulağa hoş gelmese de artık günümüzde sofralarımızda tüketiğimiz meyve ve sebzelerin neredeyse tamamı hibrit tohumlar ile üretiliyor. Bu belki de gelişen çağın ve artan gıda ihtiyacının bize bir dayatması diyebiliriz. Çünkü hızla gelişen dünya insan nüfusunun gıdaya olan ihtiyacı da aynı hızla artmaktadır. O yüzden İl Tarım Müdürlüğü ve biz Ziraat odaları başta olmak üzere, yerel yönetimlerimiz ve diğer ilgili kurumlarımız ile çiftçilerimizi yeni gelişen tohumlar konusunda destekleyerek bu geçiş ve dönüşüm sürecini hızlandırabiliriz.” dedi.