15 Temmuz 2016 Cuma günü bundan tam bir hafta önce gece 22.30 sularında son dakika olarak bildirilen “KALKIŞMA” haberi ile hepimiz şok olduk. Hayırdır inşallah! Dedik. Adeta alt üst olduk. Pür dikkat ekrana kilitlendik.
Haberlere inanamadık. Türk Milletinin göz bebeği olan TSK, akıl almaz bir şova başlamış, gözü dönmüş, adeta çıldırmış, gövde gösterisi ise giderek acımasız bir kıyıma dönüşmüştü. Bunu yapan asker değil, olamaz! Dedik.
Sözde darbeci askerler diğer kanallara hiçbir önlem almadan TRT’yi basmış. TRT sunucumuz ise korkmuş ve ürkmüş ama güzel Türkçemizden taviz vermeden darbe haberini okumaya çalışıyordu.
Herkes durumu anlamlandırmaya çalışırken, bazı devlet yetkilileri “bu bir kalkışma hareketidir” şeklinde açıklamalar yaptı. Kalkışma mı? Neler oluyor? Dedik.
Ama hala canlı bir açıklama yapan yoktu. Gözlerimiz Cumhurbaşkanını aradı.
Derken CNN Türk ekranlarında, Face Time isimli bir telefon uygulaması ile Sayın Cumhurbaşkanımız Türk Milletine canlı olarak seslendi. Gerekli açıklamalardan sonra tüm Türk halkını sokaklara mücadeleye çağırdı.
Aman ALLAHIM neler oluyordu yine güzel ülkemizde!
Herkesin kafası allak bullak oldu. İlk anda görünen tablo bu şekildeydi. Tarihinde darbe görmüş olan bu millet, bu ne biçim bir darbe, ne kadar eksik, ne kadar yanlış uygulamalar ile dolu bir darbe girişimi, bu gerçekten darbe mi? diye düşünmekten kendini alamadı.
Doğal olarak insanlar ne düşüneceğini, kime inanacağını pek kestiremedi.
Neydi bu?
Kendini Fetocu sayan ABD destekli askerlerin darbesi mi?
Senaryo mu?
Darbe içinde darbe yapılarak tek adamlığa gidiş mi?
Cumhurbaşkanı Başkomutan sıfatı ile başka canlı yayın bağlantıları mümkünken Face Time’ dan millete seslenince, durumun ciddiyeti iyice anlaşıldı. Türkiye tarihinde ilk kez Cumhurbaşkanı halkı sokağa çağırıyordu.
Millet yaşadıkları ve gördükleri karşısında asker için, bu Türk askeri olamaz, bu bizim kınalı kuzularımız, Mehmetçiklerimiz olamaz diye feryat etti.
Sokağa çık emrini alan milletin de gözü döndü. Öyle ki sadece emir komuta zincirine uyduğu için, öyle ki sadece tatbikat var hazırlanın denildiği için, vatani görevini yapan nice ana kuzusu, emir eli, askerlerimiz ve askeri okul öğrencilerimiz, bazı rütbeli ve hain askerler tarafından acımasızca sokaklara sürüldü. Öyle ki gerçekten masumluğuna ve mahzunluğuna inandığımız bazı askerlerimiz gözü dönmüş milletin gazabından nasibini aldı. Hafızalardan çıkmayacak acı dolu bakışların çaresizliği asker-polis ve sivil çatışmaları görüntülerde kaydedildi. Hafızalara kazındı.
Yine benzer, belki aynı, hatta daha da acımasız vahşet sahneleri kendini darbeci sanan FETÖ’cü askerler tarafından millete karşı uygulandı. Hain askerlerin bazıları, millete silah çekti, milletin üstüne tank sürdü, meclisi bombaladı.
Kendini darbeci sanan, kirli eller, oyuna gelenler, çıkarlarının peşine düşenler, Fetö adıyla hareket eden Amerikancılar ayaklandı ve yasaların başkomutan ilan ettiği, Cumhurbaşkanımız milleti sokağa çağırdı.
“Askerler – polise, polisler- askere, askerler – millete, millet – askere” aldığı emirlerle saldırdı, kıydı.
Başka devletlerin yapmayacağını TÜRK- TÜRK’E yaptı, yaptırıldı.
Başka darbeye gerek yok!
Darbe zaten amacına ulaştı!
Asıl darbe oldu zaten!
Türk milleti, Türk askeri, Türkiye en büyük darbeyi yemiş oldu!
Asker, polis, sivil, olmak üzere 300’ün üzerinde can kaybımız var.
1500’ün üzerinde ise yaralı insan var.
Asıl yarayı ise Türkiye aldı…
Geçmiş olsun Türkiye’m.
SON SÖZ: Bildiğimiz ve bilmediğimiz, Kim, hangi grup, hangi cemaat bu hain girişimi yaptıysa, desteklediyse ve bugünlere getirdiyse Rabbim onlara en büyük cezayı versin.