Dost, insanın her halinde, varında, yoğunda, sevincinde, kederinde, kısacası hem zirvesinde, hem de çukurunda yanında olabilen, olması gerektiği gibi değil de, olduğu gibi sevebilen, gönüllerinin istikameti bir olan gönül yoldaşıdır.
Dostluk, zihin kodlarının yazılımının aynı yazıldığı, gönül ilmeklerinin aynı örüldüğü, aynı yönden dünyayı okuyup, anlamlandırabilen insanların kendilerini ifade ettikleri birlikteliğin adı.
Mutlaka ortak iki özellik, bir noktada hemfikir olabilmelerini sağlayıp, dostluklarının sebebi olmuştur dostların.
Mutlaka aynı yönde peydah olan bir fikir, aynı istikamet üzere olan bir gönül buluşturmuştur bu gönül erlerini.
İnsanoğlu, birçok kişiyle arkadaşlık kurabilir bugün.
Birçok arkadaşı olabilir çevresinde.
Yaşadığı muhitte arkadaşım diyebileceği birçok insan bulunabilir, sadece arkadaşlıktan ibaret kalan.
Fakat dostluk öyle değil dostlar.
Dostluk, çok ötesinde bu arkadaşlıkların.
Çok daha derinde bazı paylaşımlar dostluklarda.
Bunun da ötesi kardeşlik zira.
Aynı anadan, aynı kandan olmasa da bir noktadaki kader birlikteliği insanı insana kardeş kılan.
Kardeşlik, her şeyin önüne geçer hiç şüphesiz bu samimiyeti yakalayabilen insanlarda.
Aynı kandan, aynı soydan olmasalar da, birbirlerinin arasındaki kontak biyolojik kardeşlik değil, gönül ve kader kardeşliğidir zira.
Bu da daha anlamlı ve daha manidar değil mi?
Hayatın belirli bir noktasında kardeş belleyebilmek bir insanı hesapsızca.
Son olarak, Ebubekir Abi’nin ( Ebubekir Kurban) de söylediği gibi, “ Birbirinin rüyasını görebilenlerdir dost olanlar” değil mi?
Samimiyet ile…
***
Söz Meclisi
Bir dost yeter sohbet meclisinin şenlenmesine
O dost kardeş olur, yeter tüm cihanı sarmaya çepeçevre