Gazetemiz Soma Gündem’de 30 Haziran 2016 tarihinde yayınlanan en son ki, “ Hizmet Ama Kime, Neye Hizmet?” başlıklı yazımda ülke neredeyse 12 Eylül 1980 darbesinin arifesinde yaşıyor diyerek başlamıştım yazıma.
Devamında “ Hizmet” denilen bu malum örgütün gerçekten tehlikeli bir örgüt olduğunu, yaklaşık 40 yıllık bir süreç içerisinde nerelerden nerelere geldiklerini, neleri göze alıp, kimlere savaş açabileceklerini dile getirmeye çalışmıştım.
Ve bu konunun daha çok su götüreceğini belirterek sonlandırmıştım yazımı.
İşte bu yazımın yayınlanmasından tam da 15 gün sonra, Türk demokrasi tarihine kara bir gün daha eklenmiş oldu.
15 Temmuz 2016 akşamı, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızmış, yıllar içerisinde bu yapının içerisinde konuşlanmış “ Fethullahçı Terör Örgütü” mensubu cuntacı askerler tarafından, bu milletin milli iradesine karşı, bu milletin meşru yollarla seçilmiş görev başındaki hükümetine ve devlet adamlarına karşı bir darbe gerçekleştirilmeye çalışıldı.
Fakat onca plan ve hesapları çok şükür suya düştü ve milletten hiç ummadıkları bir tokat yediler.
Cuntacı askerlerin sokağa indikleri andan itibaren bunların karşısına çıkıp, göğsünü siper eden aziz milletimiz bu hain, kansız güruhun amaçladığını bertaraf etmiş, vatanını ve namusunu çiğnemesine geçit vermemiştir.
Hiçbir parti veya taraf gözetmeksizin bu cuntacı hainlerin karşısında tam bir vatanperverlik örneği sergilemiş, darbelerden neler çektiğini bir daha anımsayıp, ülkeyi tekrar bu korkunç kaos ortamına geri döndürmek isteyen “ masum görünümlü şereften yoksun” örgütün kumandasındaki felaket girişimini yerle bir etmiştir.
15 Temmuz 2016 Cuma.
Bu tarih, üzerinde durmamız gereken o kadar ciddi bir tarih ki, ne kadar konuşulsa, ne kadar tartışılsa, ne kadar yazılsa az gelir mahiyetini ortaya koymaya.
Bir başka yazımda ben de onu yapacağım.
Bu haince, alçakça girişimin şifrelerini bir bir deşifre etmeye çalışacak, sözde masumiyeti de artık sivil halkın kanına bulanmış bu “ Fethullahçı Terör Örgütünün” tüm kirli çamaşırlarını ortaya saçmaya, halkımızı bu güruha karşı bilinçli ve son derece uyanık olmaya davet etmeye devam edeceğim.
Zira şu noktadan sonra bu her Türk vatandaşının üzerine bir görevdir hiç şüphesiz.
Bu konudaki en ufak bir taviz, ülkemizin ve halkımızın geleceğine apaçık bir kasıttır.
Samimiyet ile…
***
Söz Meclisi
Bu millet, öyle kritik dönemlerde meydana çıkar ki, tüm dünyayı kendine hayran bıraktırır. Bu da sadece bu millete özgü, Türk milletinin ruhuna sirayet etmiş yüce bir ruh halidir.