Bir milletin tarih boyunca yüklendiği misyon sebebiyle karşı karşıya kaldığı badireler ve bu badirelere karşı verdiği tepki, âlem içerisindeki konumunu belirler.
Büyük, köklü ve belli bir medeniyet seviyesine gelebilmiş milletlerin fıtratlarında uzun yıllar ve hatta asırlar boyunca en ufak bir yozlaşma, kültürlerinde, gelenek yapılarında en ufak bir sapma olması normal şartlar altında beklenmeyen bir durumdur.
Ayrıca köklü, derin bir tarihi geçmişe sahip milletlerin “ kültür emperyalizmine” maruz kalmamaları imkânsız gibi görünse de, bu duruma karşı gösterdikleri direnç, tarih sahnesinde hangi rolü üstleneceklerini de tayin eder.
Bir milletin tarihi ile birlikte yaşadığı coğrafya da, hem üstleneceği misyon, hem de karşılaşacağı kültür ve bununla birlikte üstleneceği rol bakımından belirleyici olan bir diğer etkendir.
Örneğin bizler bu topraklarda değil de başka bir coğrafyada ikamet ediyor olsaydık, yani Anadolu Türkleşmeseydi de, bir başka coğrafyada da yine en az bu denli köklü bir medeniyete elbet sahip olabilirdik.
Fakat bize çizilen rota gösterdi ki, bu toprakların, bu coğrafyanın müdavimleri, sahipleri, efendileri bizdik.
Ve tüm kaderimiz de bu yönde tecelli edecekti.
Cihan hâkimiyetine giden kutlu yolda ana üssümüz bu topraklar olacaktı.
Asırlar boyunca dünyaya bu topraklardan kumanda edecektik.
Yine bu topraklar merkez noktamız olacak ve bizler yine tüm mazlum coğrafyaların hamiliğini bu merkezden yürütecektik.
Tarih kitapları bir Çanakkale destanını ya da bir Ulubatlı Hasan’ı ve bunun gibi daha nice varoluş mücadelemizin simgelerini yazamayacaktı bu topraklarda olmasaydık.
Kısaca, biz bu topraklara sahip olmamış olsaydık eğer, tarih öksüz kalacak, Türk’ün eksikliğinde bir şerh dahi düşemeyecekti sararmış, yıllanmış sayfalarına.
Dolayısıyla bu topraklar bizim varoluş mücadelemizin bir manivelasıdır.
Bizi biz yapan, kimliğimizi oluşturan ve geleceğimize de yön veren yegâne sebebimizdir.
Samimiyet ile…
***
Söz Meclisi
Toprağına kader perspektifinden bakamayan bir göz, inanç ve kutsallarını da görüş alanından yitirmiş, kendi toprağına gömmüş demektir.