• Üye Ol
  • Üye Girişi
    • Anasayfam Yap
      • Sitene Ekle
      • Politikamız
      • Künye
      • İletişim
Soma Gündem Gazetesi
    •  
    • Anasayfa
  • Güncel
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
    • Canlı Sonuçlar
    • İstatistikler & Puan Durumu & Fikstür
  • Politika
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Yazarlarımız
  • Seri İlanlar
    • İlan Ekle
  • Firma Rehberi
    • Firma Ekle
  • Kültür Sanat
  • Magazin
  • Gazeteler
  • Video Galeri
  • Foto Galeri
Somagundem.com Bizi Facebook'dan takip edin
Somagundem.com Bizi Twitter'dan takip edin
Anasayfa » Yazarlar

ATATÜRK’ÜN ANA-BABA SOYU

Eklenme Tarihi: 8 Kasım 2016 Salı Eklenme Saati: 11:54
Okunma Sayısı: 646
Tweetle
Yazdır
Yazıyı Büyüt Yazıyı Küçült

10 Kasım 2016 Perşembe Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu olan Atatürk’ün ölümünün 78.yılı.Peki biz Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu olan Atatürk’ü ne kadar tanıyoruz.Bu hafta bu konuyu işlemek geldi içimden.Türk Kültürü dergisinde okuduğum bu yazıyı özetliyerek siz değerli okuyucularımla paylaşmak istedim Bu yazıyı okuyunca Atatürk ‘ü daha çok sevecek , bize miras olarak bıraktığı Cumhuriyet ve değerlerine daha çok bağlı kalacaksınız.Bir Türk e yakışan 10 Kasım günü alanlara koşarak Atatürk’ün ölüm yıl dönümünü anmaktır.Atatürk’e sahip çıkmaktır.

Atatürk’ün Anne Soyu: Konyarlar

 

Atatürk’ün anne soyundan dedesi Sofuzade Feyzullah Bey’dir. Selanik’e bir saat uzaklıkta bulunan Langaza’da çiftlik sahibiydi. Atatürk ile kız kardeşi Makbule Hanım’ın çocukluk anılarından söz ederken belirttikleri çiftlik burasıdır. Annesi Zübeyde Hanım, Feyzullah Bey’in üçüncü eşi Ayşe Hanım’dan tek kızıydı.

 

Atatürk’ün beş kardeşi içinde en uzun ömürlüsü Makbule Hanım (1885-1956) anne soyları hakkında, “Annemden sık sık şunları dinlemişimdir.” diyerek şu bilgileri vermektedir: “Bizim asıl soyumuz Yörük Türk’üdür. Buralara Konya-Karaman çevrelerinden gelmişiz. Dedem Feyzullah Bey’in büyük amcası Konya’ya gitmiş. Mevlevî dergâhına girmiş, orada kalmış. Yörüklüğü tutmuş olacak…”

 

Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın babasına ilişkin, Atatürk’ün babası Ali Rıza Bey’i ve Ali Rıza Bey’in babası Kızıl Hafız Ahmet Bey’i de tanıyan ve doksan yaşında ölen Aydın milletvekili Tahsin San, şu bilgileri vermiştir: “Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, Sofuzade ailesinden Feyzullah Bey’in kızıdır. Bunlar Selanik’te doğmuşlardır. Bu aile 130 yıl önce Sarıgöl’den Selanik’e gelmiştir. Vodina ilçesinin batısında Sarıgöl bucağında on altı köyden oluşan bu bucak ailesi, Makedonya ve Tesalya’nın alınmasından sonra Osmanlı hükümetinin Konya dolayı ailelerinden gönderip yerleştirdiği Türkmenlerdendir. Son zamanlara dek beş yüzyıllık süre boyunca yaşam biçimlerini, kılık ve giysilerini değiştirmemişlerdir.”

 

Bu konuda LordKinross şu bilgileri vermektedir: “Zübeyde Hanım, Bulgar sınırlarının ötesindeki Slavlar kadar sarışındı; düzgün ak bir teni, derin ancak duru, açık mavi gözleri vardı. Ailesi Selanik’in batısında Arnavutluğa doğru, sert ve çıplak dağların geniş, donuk sulara gömüldüğü göller bölgesinden geliyordu. Burası Türklerin Makedonya’yı ve Teselya’yı almalarından sonra Anadolu’nun göbeğinden gelen köylülerin yerleştikleri yerdi. Bu yüzden Zübeyde Hanım damarlarındaki ilk göçmen Türklerin torunları olan ve hâlâ Toros dağlarında özgür yaşayışlarını sürdüren sarışın Yörüklerin kanını taşıdığını düşünmekten hoşlanırdı.”

 

Eldeki bilgilere göre aile, 1466’larda Karaman’dan gelerek Vodina Sancağı’na bağlı Sarıgöl’e yerleşmiş; sonra Selanik yakınlarındaki Lankaza (Langaza)’ya göçmüş; Zübeyde Hanım 1857’de burada dünyaya gelmiştir. Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın babası Sofuzade Feyzullah Bey üç kez evlenmiştir. Feyzullah Bey’in 3. eşi Ayşe Hanım’dan Zübeyde, Hasan ve Hüseyin olmak üzere üç çocuğu olmuştur.

 

Yakın tarihimize ışık tutacak yer adlarıyla özellikle Atatürk’ün soyuna ilişkin bilgi ve belgeler de bu iki belde kültürü içerisindedir. Kızıllar ve İbrala’nın mezraları olan Kızılyar, Çardak ve Tekke mevkileri bu iki soyun mensuplarınca otlak olarak kullanılmaktaydı. Bu aileler; İbrala deresinde İsmail Hacı Obruğu, Öksüz Ömer, Merdivenli, Göçer ve İnlikuyular çevresinde sürülerini otlatmışlardı.

 

Kızıllar ailesinden Ali Rıza Bey ile Sofucular ailesinden Zübeyde Hanım’ın Selanik’te bir yuva kurmaları yazılı kaynakların yanısıra yörenin sözlü dağarcığında da canlılığını korumaktadır.

 

Atatürk’ün Baba Soyu: Kızıl Oğuz-Kocacık Yörükleri

 

Ön Bilgi: Atatürk’ün soyunda “Kızıl Oğuz” ibaresi vardır. Bu öz Türkçe kızıl sözcüğünün özellikle seçilip bir dönemler sıkça kullanılarak halkın gözünde kirletilmiş olması düşündürücüdür. Çünkü öz Türkçe olan kızıl sözcüğünü aşağılayıcı bir söylem biçiminde kullanan çevrelerin öz Türkçeye çok soğuk oldukları bilinmektedir. Buradaki asıl amaç, Atatürk’ün algılanışında “kızıl komünist” çağrışımının etkili olmasını sağlamaya çalışmaktır.

 

Atatürk’ün soyuyla ilgili, elimizdeki en sağlam bilgiler; öncelikle kendisinin, annesinin, kardeşi Makbule Hanım’ın anlattıkları, ikinci olarak da kendisini ve ailesini tanıyan Hacı Mehmet Somer gibi Atatürk’ün kimi çocukluk arkadaşlarının verdiği bilgilerdir. Atatürk de dahil aile bireylerinin tümünde güçlü bir “Yörük, Türkmen olma” bilinci vardır: Makbule Hanım, E.B. 2apolyo’nun sorduğu “Babanız nerelidir?” sorusuna şu yanıtı vermiştir: “Babam Ali Rıza Bey yerli olarak Selaniklidir. Kendileri Yörük Türk’ü soyundandır. Annem her zaman Yörük Türk’ü olmakla övünürdü. Bir gün Atatürk’e “Yörük nedir?” diye sordum. Ağabeyim de bana ‘Yürüyen Türkler’ dedi.” Yine 2apolyo’nun Ruşen Eşref Ünaydın’dan aktardığına göre, “Atatürk çok kez benim atalarım Anadolu’dan Rumeli’ye gelmiş Yörük Türkmenlerindendir” derlerdi.

 

Atatürk’ün baba soyuyla ilgili önemli bilgileri verenlerden biri de Atatürk’ün Selanik’ten mahalle ve okul arkadaşı, eski milletvekillerinden Hacı Mehmet Somer Bey’dir. Somer’e göre; “Atatürk’ün atalarına ilişkin benim bildiğim şunlar: Atatürk’ün ataları Anadolu’dan gelerek Manastır ilinin Debre-i Bala Sancağı’na bağlı Kocacık bucağına yerleşmişlerdir. Bunları ben Selanik’in yaşlılarından duymuştum. Kocacıklıların hepsi öz Türkçe konuşurlar. İri yapılı adamlardır. Bunların hepsi yörüktür. Hayvancılıkla geçinirler, sürüleri vardır. Bir kısmı da kerestecilik ederler. Bunların giysileri Anadolu Türklerine benzer. Yaşayışları, hatta lehçeleri de aynıdır.”

 

Atatürk’ün babasını ve büyükbabası “Kızıl Hafız Ahmet”i tanıyan eski Aydın Milletvekili Tahsin San Bey ve Eski Genel Müfettiş ve Milletvekili Tahsin Uzer’den Kılıç Ali’nin ve Tahsin San Bey’den E.B. 2apolyo’nun aktardığı bilgiler de Atatürk’ün baba soyunun “Anadolu’dan Rumeli’ye geçmiş olan Yörüklerden” olduğunu göstermektedir.

 

Atatürk’ün baba soyu, Konya/Karaman’dan gelerek Manastır ilinin Debre-i Bala Sancağı’na bağlı Kocacık’a yerleşti. Aile sonradan Selanik’e göçtü. Atatürk’ün büyükbabası Ahmet ve onun kardeşi Hafız Mehmet’in taşıdığı “kızıl” lakabı ve yerleştikleri nahiyenin adı olan “Kocacık”ın da gösterdiği üzere; Mustafa Kemal’in baba tarafından soyu Anadolu’nun da Türkleşmesinde önemli roller oynayan “Kızıl-Oğuz” öbür adıyla da “Kocacık Yörükleri Türkmenleri”nden gelmektedir.

 

Bugün nüfusu yaklaşık 2 milyon 100 bin olan Makedonya Cumhuriyeti içinde bir kısmı hâlâ konar-göçer yaşamı sürdüren Yörüklerle birlikte yaklaşık 200.000 dolayında Türk yaşamaktadır. Makedonya’nın her yanında dağınık olarak yaşayan Türklerin en yoğun olarak bulundukları yerler, Gostivar ve Üsküp gibi kentleriyle Makedonya’nın batısıdır. Bu kentlerden başka Kalkandelen, Ohri, Struga ve Debre, Jupa; Makedonya’nın doğusundaysa Manastır, Pirlepe, İştip, Ustrumca ve Kanatlar önemli Türk yerleşim birimleridir.

 

Sofya Bilimtey’i (üniversitesi) profesörlerinden J. İvanof 1920’de Paris’te yayımlanan yapıtında, Türklerin Makedonya’ya yerleşimlerine ilişkin şu bilgileri vermektedir: “Türkler, 14. yüzyıldan itibaren ve Çirmen zaferinin ardından Makedonya’ya yerleşmeye başladırlar. Üsküp, Pirlepe, Köstendil, Drama gibi kentler bir ara tümüyle Türklerin yaşadığı kentler olur. Türk ordusunun fethettiği stratejik noktalar çevresinde hızla Türk kasabaları oluşturulur. Bunlar Anadolu’dan göçen Türklerdir. Göçen Türklerden kurulu yepyeni kentler oluşur: Yenice, Vardar.

 

Kentlerdeki Türk nüfusu zamanla karışık bir manzara sergiler. Fethin ardından, Hıristiyan yerliler İslam dinini benimserler. Hemen fetihten sonra göçmüş temiz Türk topluluğu çevresinde toplanırlar. Kentlerin dışında köyler çevresinde de Türk toplulukları oluşur. Bunlar Anadolu’dan göçmüş büyük kümelerdir. Onlara Yörük ve Konyar adını vermelerinin nedeni bu göçmenlerin Konya’dan gelmiş olmalarıdır. Yörükler ve Konyarlar Türkler gibi giyinip konuşan yerlilere (İslam’ı benimseyen Hıristiyanlara) karışmazlar. Bu Türk göçmen toplulukları üç büyük küme durumundadır:

 

  1. Ege Denizi Kıyı Bölgesi: Rodoplardan denize dek iner. Selanik bölgesi dahil buraları tümüyle Türk’tür.

 

  1. Sarıgöl Bölgesi: Burada Sarıgöl (Kayalar) Cuma gibi varsıl (zengin) Türk kasabaları vardır. Bu bölgelerdeki köylerin sayısı 130’dur.

 

  1. Vardar Bölgesi: 240 Türk kasaba ve köyü vardır. Vardar ırmağının genellikle doğu kıyılarındadır.

 

Bu üç büyük göç kümesinden başka, daha ufak göç kümeleri de vardır ve bunlarsa dağınık yerleşmişlerdir: Vardar ırmağının aşağı kesimlerinde, Maya Dağı dolayındakiler, – Manastır Ovası’nda Kanatlı’da oturanlar, -Debre güneyinde, Kara Drin ırmağı geçitlerini tutanlar.

 

İşte Atatürk’ün dedelerinin Anadolu’dan gelerek yerleştikleri Osmanlı Devleti Döneminde Manastır iline bağlı dört sancaktan biri olan “Debre-i Bala”nın merkezi, bugün Makedonya’nın batısındaki Debre kentidir. Babası Ali Rıza Bey’in doğduğu “Kocacık” bucağı şimdi Jupa Bölgesi’nde yine aynı adla anılan bir köydür. Köyde şu anda Jupa Bölgesi Türk çocuklarının Türkçe eğitim gördükleri Necati Zekeriya Merkez İlkokulu adında bir okul da bulunmaktadır. Gazeteci Altan Araslı 1933 yılında Kocacık Köyü’ne giderek, burada Atatürk’ün büyükbabasının evini bulmuştur. “Atatürk’ün Büyükbabasının Evini Bulduk. Atamız Yörük Türkmeni” başlığıyla verilen haberde, Kocacıklılarla yapılan konuşmalar da göstermektedir ki Atatürk’ün baba soyuna ilişkin aktarılanlar doğrudur ve bunlar köydeki yaşlı insanlarca da anlatılmaktadır. Ayrıca, bugün yaşayan Kocacık köylülerinde de “Yörük, Türkmen ve Oğuz olma bilinci” vardır.

 

Araslı’nın Üsküp’te görüştüğü Kocacıklı Numan Kartal anlatıyor: “Ali Rıza Bey, Manastır ilinin Debre-i Bala Sancağı’na bağlı Kocacık’ta dünyaya geldi. Kocacık’ın nüfusu tümüyle Türk. Hepsi de Yörük Türkmenleri. Anadolu’dan geldiler. Bizler, Müslüman Oğuzların Türkmen boyundayız. Atatürk’ün büyükbabası, İşkodyalılar ailesinden, babaannesi ise Golalar ailesinden gelmektedir. İşkodyalılar, İşkodya’dan, Kocacık’a gelip yerleşen akıncı Türklerinin adıdır. Golalar ise “sınır gazileri” anlamını taşımaktadır. Dedesi, Kocacık’ın Taşlı Mahallesi’nden, babaannesi ise Yukarı Mahallesi’ndendir. Ayşe Hanım, Taşlı Mahallesi’ne gelin gelmiştir. Kızıl Hafız Mehmet Bey, Çınarlı Mahallesi’nde ilkokul öğretmenliği yapmış, Kocacık’ın Taşlı Mahallesi’nin üst yanında bir yokuş vardır. Önünde küçük bir derecik akar. Bu nedenle oraya Dere Mahallesi de denir. İşte Ata’nın büyükbabasının evi oradaydı. Kocacık’tan temelli göçtükleri zaman, evlerini EtemMalik’lere satmışlar. Malik’in oğlu Hayrettin İzmit’te oturmaktaydı.”

 

Yine Üsküp’te yaşayan Kocacıklılardan Murat Ağa, Altan Araslı’ya şu bilgileri vermiştir: “Atatürk’ün büyükbabasının adı Kızıl Hafız Ahmet Bey’dir. Lakapları böyle. Ama, asıl hafız olan kardeşi Mehmet Bey’dir. Babaannesinin adı da Ayşe Hanım’dır. Daha sonraları Ahmet Bey’e ‘firari’ denmeye başlamış. Firari, Rumeli’de ‘gurbetçi’, ‘gurbete çıkan’ anlamına gelmektedir. Yalnız, Selanik’te olan bir olayla da bağlantılıdır. Kocacık’ın toprağı verimli değildir. Olanakları da kısıtlıdır. Bu nedenle, Ahmet Bey, Yukarı Mahalle’den Feyzullah Pehlivan ve Taşlı Mahallesi’nden Fazlı Ağa ile birlikte Selanik’e çalışmaya gitmişler.

 

Araslı’nın Üsküp’te görüştüğü bir başkası da Kocacık’ın Yukarı Mahallesinden, Dolaklar Ailesinden, Behlül ve Hatice kızı Maksude Yıldız’dır. Maksude Yıldız anlatıyor: “Harekat Ordusu’nun İstanbul’a yürüyüşü bütün Balkanlar’da heyecan yaratmıştı. Harekat Ordusu en güncel konuydu. Mensupları da ünlü olmuştu. Şevket Paşa’nın yaverinin Kocacıklı olduğunu öğrendik. Kimdir, neyin nesidir derken, Kızıl Hafız Ahmet Bey’in torunu, Ali Rıza’nın oğlu Mustafa Kemal olduğunu söylediler.”

 

Gazeteci Altan Araslı, Üsküp’teki Kocacıklılar’dan bu bilgileri aldıktan sonra, Birlik Gazetesi (Üsküp’teki Türklerin yayınladıkları gazete) ‘nden Remzi Canova’yla birlikte Rumeli’nin ünlü Kaz Dağları’nı, Maya Dağları’nı tırmana tırmana sarp bir dağ köyü olan Kocacık’a dört saatlik bir araba yolculuğundan sonra ulaşıyorlar. Burada kendilerine köylülerden İsmail Yahya, Atatürk’ün büyükbabasının evini gösteriyor. Onlar geçmişi konuşurlarken gelen yaşlı bir nine söze giriyor ve “Evladım doğrudur, onların eviydi.” diyerek İsmail Yahya’nın sözlerini onaylıyor!

 

Atatürk’ün baba soyu Konya/Karaman’dan göçürülerek Makedonya’ya getirilmiştir. Manastır iline bağlı Debre-i Bala Sancağı’nın Kocacık bucağına yerleşen aile köyden ilk ayrılanlardan olmuş ve 1830’larda Selanik’e göçmüştür. Atatürk’ün babası Ali Rıza Bey burada 1839’da dünyaya gelmiştir. Ali Rıza Bey’in babası Kızıl Hafız Ahmet Bey’dir. Kızıl Hafız Ahmet Bey’in Kızıl Hafız Mehmet Emin Bey ve Nimeti Hanım adında iki kardeşi vardır. Atatürk’ün baba soyu, büyük amcası Kızıl Hafız Mehmet Emin Bey tarafından sürerek günümüze dek ulaşmıştır.

 

Hafız Mehmet Emin Bey’in oğlu Salih Bey ile Salih Bey’in ikinci eşi Müberra Hanım’dan süren aile, torunlarla yedinci kuşağa ulaşmış bulunuyor. Belgelerden Atatürk’ün Müberra Hanım’a “Yenge” dediğini biliyoruz. Bunların beş çocuğundan biri olan Necati Erbatur, 28 Eylül 1927’de Dolmabahçe Sarayı’nda nişanlanmış; öbür çocukları Vüsat Erbatur’un kızı Nesrin hanım ile Feridun Söğütlügil’innikahları 2 Ekim 1937’de Park Otel’de yapılmış ve Atatürk bu nikah törenine katılmıştır.

Saygılarımla.

 

***

 

“Benim hayatta en büyük övüncüm, servetim Türklükten başka bir şey değildir.” K. ATATÜRK

Kaynak:Türk Kültürü Dergisinin Kasım 1974/145 sayısından alıntı yapılmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

Etiketler:
ATATÜRK'ÜN ANA-BABA SOYU İsmail Gürol Uğurlu İnşaat Yüksek Mühendisi
Paylaş Tweetle Paylaş Paylaş Paylaş

Yazarın Diğer Yazıları

İSPANYOL ÖĞRENCİLER 1 HAFTA SOMA’DA.. İspanyol öğrenciler Soma Rıfat Dağdelen Anadolu Lisesi’nde eğitim etkinliklerine katıldı....
İSPANYOL ÖĞRENCİLER 1 HAFTA SOMA’DA..
UĞURELLİ, SOMALI ÖĞRENCİ VE ÖĞRETMENİ TEBRİK ETTİ Atık malzemelerden yaptığı çalışmadan dolayı Manisa İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Uğurell...
UĞURELLİ, SOMALI ÖĞRENCİ VE ÖĞRETMENİ TEBRİK ETTİ
Soma’da Dayanışma ve Farkındalık Günü Soma Bakım Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi Müdürlüğü koordinesinde, 10-16 Mayıs En...
Soma’da Dayanışma ve Farkındalık Günü
DP GENEL BAŞKANI UYSAL, SOMA’DA SANAYİ ESNAFINI DİNLEDİ Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Genel Başkan Yardımcısı Ömer Külahlı, Demokr...
DP GENEL BAŞKANI UYSAL, SOMA’DA SANAYİ ESNAFINI DİNLEDİ

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Yorum Yazmak İçin Giriş Yapmalısınız..

Renkli Deneme

İSPANYOL ÖĞRENCİLER 1 HAFTA SOMA’DA.. Soma’da Dayanışma ve Farkındalık Günü Anneler Günü’nde Anlamlı Buluşma SOMA’DA SİNOPLULAR GELENEKSEL HIDIRELLEZ HAYRINI YAPTI.. “Tontişin Bahçesindeki Renkli Dostlar” minik izleyicilerle buluştu
  1. İSPANYOL ÖĞRENCİLER 1 HAFTA SOMA’DA.. İSPANYOL ÖĞRENCİLER 1 HAFTA SOMA’DA..
  2. Soma’da Dayanışma ve Farkındalık Günü Soma’da Dayanışma ve Farkındalık Günü
  3. Anneler Günü’nde Anlamlı Buluşma Anneler Günü’nde Anlamlı Buluşma
  4. SOMA’DA SİNOPLULAR GELENEKSEL HIDIRELLEZ HAYRINI YAPTI.. SOMA’DA SİNOPLULAR GELENEKSEL HIDIRELLEZ HAYRINI YAPTI..
  5. “Tontişin Bahçesindeki Renkli Dostlar” minik izleyicilerle... “Tontişin Bahçesindeki Renkli Dostlar” minik izleyicilerle buluştu

YAZARLARIMIZ

-PERİSKOP-Bismillah diyerek başlıyoruz.. Başlarken de Allah’tan hayır düşünüp hayır söyletmesini......
-PERİSKOP-
Anadolu Vakfı Burs Başvurusu İçinSon Gün: 30 EylülAnadolu Vakfı’nın gençlere 40 yılı aşkın süredir eğitim desteği verdiği......
Anadolu Vakfı Burs Başvurusu İçinSon Gün: 30 Eylül
ÇUKURGeçmişten günümüze paylaşılamayan, sorunları çözülemeyen Ortadoğu… Geçmişten günümüze paylaşılamayan, sorunları......
ÇUKUR
TÜRK KÜLTÜRÜNDE KADININ YERİTÜRK KÜLTÜRÜNDE KADININ YERİ Bundan yy’lar önce İslamiyet öncesi Türk......
TÜRK KÜLTÜRÜNDE KADININ YERİ
LOZANLozan antlaşması Türkiye Cumhuriyetinin kurucu belgesi ve tapusu niteliğindedir. Bu......
LOZAN
  • Güncel
  • Manşetler
  • Soma
  • Kırkağaç
  • MANİSA
  • Kınık
  • Seri İlanlar
  • Firma Rehberi
  • Spor
Soma Gündem’nde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Görüş ve önerileriniz için somagundem@hotmail.com adresine e-posta gönderebilirsiniz. Ya da Soma Gündem sosyal medya hesaplarımıza (instagram, facebook, twitter)
Copyright © 2015 - Soma Gündem Her Hakkı Saklıdır.

Tasarım ve Programlama: Ajans5.Net