Bugün 11 Mayıs 2016. iki gün sonra Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan iş ve madencilik kazası olan Soma Maden faciasının üzerinden dolu dolu tam iki yıl geçmiş olacak. Yani tam 730 gün.
O faciada 301 insan yaşamını yitirdi. 301 aile paramparça oldu. Kimi aile Soma’dan kimi de dünyadan göçtü, bazıları devletin verdiği haklarla işe girdi, belki bazı eşler yeniden evlendi, bazıları alacak verecek davasında mağdur oldu. Ruh hali gibi hayatı da dalga dalga olan yüzlerce çocuk ve yetişkin kaldı geride. Daha neler neler… Ama her şeye rağmen hayat devam ediyor, etmek zorunda. Kalan sağlar acılarına rağmen hayata tutunmak zorunda!
*****
13 MAYIS 2014
Sabah ezanı okunmuştu. Gün ağarmış ve gündelik telaşlar başlamıştı. Çocuklar okula, çalışanlar işyerlerine gitmişlerdi. Kahveler yavaş yavaş dolmaya başlamıştı. Soma için her şey sıradan bir gün gibiydi…
ANCAK Soma için normal akan gün öğlen saatlerinde değişmeye başlamıştı. Çarşı esnafı arasında ve kahvehanelerde, yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu konuşuluyordu. Fısıltıya göre Eynezden bir maden kazası haberi gelmişti. Ne yazık ki Soma alışkındır maden kazası ile ilgili haberler duymaya. Çünkü buralarda bazen ölümlü bazen de sıradan iş kazaları olabiliyor. Bu yüzden maalesef herkesin bir kulak alışkanlığı vardır kaza haberlerine…
Ama bu sefer yükselen sesler farklıydı. Bu sefer yaşanan büyük bir kazaydı. Fısıltı gittikçe büyüdü. Tedirgin ve telaşlı bekleyiş başladı. Acaba bu sefer neler oluyordu dağda, maden ocağında. Bir kaza olduğunu duyan madenci yakınları o madene, o dağa gitmeye ve beklemeye başlamışlardı. Yetkili bir kimse yeteri kadar gerekli bir açıklama yapmıyordu. Belki de yapmak istemiyordu. Çünkü bu sefer yaşananların boyutları her zamanki kazalardan çok daha vahim görünüyordu. Ve giderek fısıltı, gürültüye, sessiz çığlık, haykırışa dönüştü.
Saat 15.30 sularında Eynez bölgesinde özel bir kuruluş olan Soma Holdingin çalıştırdığı bir madende bu sefer diğerlerinden daha farklı seyreden bir kaza yaşanmış ve kazanın etkileri büyüyerek devam etmekteymiş.
Meğer kocaman, kara bir bulut Soma’dan geçiyormuş. Ve sonradan anladık ki bu karabulutun içinde Hırs, Para, Emek sömürüsü ve 301 can varmış…
Olayın bir kaza değil facia olduğu yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başlamıştı. Çelişkili kaza haberleri ve çelişkili ölü sayıları gerginliği iyice artırmıştı. Bekleyiş adeta çileye dönüşmüştü. Somada artık öfke, acı ve hüzün vardı. Tanımsız, tarifsiz sadece gözlemleyerek görecebileceğimiz bir ruh hali kaplamıştı SOMA’YI…
Şehre bir film gelip umut olacakken Soma’nın her yerine sayısız canlı yayın aracı gelmişti. Siren sesleri, anons sesleri, sela sesleri… Ve bu sesler yaklaşık 3 gün boyunca hiç susmadı. 1 gün sonra ise artık ambulansların siren sesleri kesilmişti. Ambulanslar sadece hızlıca hastane morglarına ve Kırkağaç soğuk hava deposuna gidip geliyorlardı. Çünkü yeraltından artık canlı bir beden çıkmıyordu. Geriye gece geç saatlere kadar süren cenaze anonsları kalmıştı. Her bir yeni cenazeye ulaşıldığında yeni bir anons ve yeni bir sela sesi gecenin sessizliğini bozuyordu.
Maalesef acı o kadar derin , o kadar büyük ve kayıplar o kadar fazlaydı ki “İŞTE O AN İTİBARİYLE SOMA, ARTIK KÖMÜR DEĞİL ÖLÜM KOKUYORDU.”
*****
Ve bilanço 301 MADENCİ ŞEHİDİ.
Sonrasında bildik, tanıdık sahneler…
Bürokratlar, siyasiler, gönüllüler, sivil ve sosyal dernekler, kuruluşlar, provokatörler, tomalar, tekmeler, hakaretler…
*****
Ve 301 şehidin ardında kalan; * 432 babasız, yetim çocuk!
*255 kocasını kaybetmiş kadın!
*ve evladını yitiren yüzlerce ana ve baba!
O elim kazadan sonra tam iki yıl geçti. Kocaman iki yıl. Tam 730 gün! Allah bir milleti devletsiz, başsız bırakmasın. Her şeye rağmen Devletimiz ve milletimiz kazadan sonra mağdurlara birçok konuda destek oldu ama KEŞKE kaza olmadan önce devletimiz bazı önlemleri almış ve iyileştirmeleri yapmış veya yaptırmış olsaydı da bu facia hiç yaşanmasaydı!
Söylenecek çok söz var ancak bazen kelimeler yetmiyor duyguları anlatmaya…
Allah kaybettiğimiz 301 madenci kardeşimizin mekânını cennet eylesin. Zamanla acılar hafiflese de ateş düştüğü yeri yakarmış, Allah inşallah, geride kalan acılı ailelere de sabır ve selamet versin.
*****
Bu arada Türkiye çok acayip bir ülke!
Bu facianın üzerinden tam iki yıl geçti. İki yıl da Türkiye de neler neler oldu.
AMA ADALET HALA YERİNİ BULAMADI!