Kömür madenleri ve termik santralleriyle gündeme gelmesine alışık olduğumuz İlçemizin bir köyü olan Darkale, sahip olduğu kırsal, kültürel ve mimari değerleriyle bölgemizde bambaşka şeyler yapılabileceğinin de kanıtıdır
Bölgemiz dışında Adı çok fazla duyulmasa da umutla ve sabırla ortaya çıkarılmayı bekleyen gizli kalmış bir hazine adeta. Özgün mimari dokusuyla dikkat çeken köyün dar ve yokuş sokaklarında dolaşırken tarihte bir yolcuğa çıkıyor insan. Bizde Gündem gazetesi olarak Darkale köyünün tarihini ve güzelliklerini sizler için araştırdık. Konuyla ilgili de bilgiler aldığımız Darkale Köyü Kültür Varlıklarını Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Mustafa Küçükkayapalı gazetemize yaptığı açıklamada :
“ Yüzyıllar boyu tarihi geçmişi olan Tarhala (yada sonradan 1970 ‘lerde değiştirilen adıyla Darkale) köyü kimi kaynaklara göre birkaç bin yılı aşkın bir tarihe sahiptir. Sadece tarihi potansiyelinin yanı sıra Soma havzasındaki madencilik açısından çok büyük önem taşıyan Darkale köyü hakkında bilgiler sunmak, her geçen gün kaybolan tarihi eserler ve olaylar ile kişileri unutmamak, bizden sonraki nesillere aktarmak tarihi bir görevdir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kız kardeşi Makbule ATADAN Hanımefendinin de ziyaret ettiği Darkale köyü hakkındaki bu yazımda geniş bilgiler bulabilirsiniz. Bu bilglierin derlenmesinde kendi bilgi ve belgelerimin yanı sıra 1931-1938 döneminde köyde öğretmenlik yapan merhum Avni ALTINER’den, tarihi, kültürel ve yerleşim fotoğrafları için Ahmet Dertsiz ile Urungu Erdal Özer’in fotoğraflarından, Darkale tarihinde yer alan kişilerin nesillerinden yararlanılmıştır.
TARİHTE Tarhala
Tarihi Bergama Krallığı’na kadar uzanan köyün önceki adı “Tarhala” idi. Bu adın “Darkale” olarak anılması Salname-i Osmani’den anlaşıldığına göre Selçuklular döneminde olmuştur. Buna dayanarak 1970 ‘li yıllarda Tarhala adı Darkale ‘ye dönüştürülmüştür.
Hem “Darkale”nin, hem de “Tarhala”nın Türkçemizde bir karşılığı yoktur. Ancak her iki isim üzerine çeşitli yorumlar yapılmaktadır. “Trakhoula” (veya Trakoula) sözcüğünün Rumca’da kayalık-taşlık anlamına gelen “Trakhys”den türetildiği sanılmaktadır. Tarih araştırmacısı Prof. Dr. Bilge UMAR’a göre Trakhys “kayalık yerdeki kent” anlamını taşımaktadır. Bir yoruma göre Tarhala “hendekler, arklar, tabyalar” anlamına gelen “Tafralar” veya “Tifrala” sözcüklerinden türetilmiştir. Köyde “dar” bir vadi ve “kale” kalıntıları bulunmaktadır. Ayrıca “dar” kelimesini teyit edecek ama günümüzde çözülemeyen köyün kalesi ile ilgili bir özellik de olabilir.
Yerleşim
Soma ilçesine 3 km. uzaklıkta olan köyün güney-güneydoğu istikametinde + 665 kotunda iki sarp kayalık tepe bulunmaktadır. Bunlar Tuzluk Tepe ve Asarkale Tepeleridir. İkiz diyebileceğimiz bu tepelerin arasından çok dar bir vadi ve yaz aylarında iyice kuruyan Kavaklık Deresi geçmektedir. Derenin hemen karşı tarafında ise Temenni yamacı bulunmaktadır.
DARKALE’NİN KONUMU
Tarih boyunca Darkale köyüne 3 kapıdan girilirdi. Bu kapıların adları Minderviş, Kırkoluk ve Ulutepe kapılarıdır.
Darkale köyü, Asarkale Tepesi’nin kuzey-kuzeydoğu yamacına kurulmuş olup, önünden Tarhala Deresi akmaktadır. 1935 yılı sayımına köyün nüfusu 533 olup, günümüzde Soma’ya ve daha uzaklara yerleşim dolayısıyla nüfus çok azalmış ve günümüzde 105 ‘e kadar düşmüştür.
Asarkale Tepesi’nde, kalenin (dolayısıyla köyün) gözetleme kulelerinin kalıntıları, hala mevcuttur. Bu ikiz tepelerden Darkale köyüne ve Soma istikametine görüş çok muazzamdır. Asarkale Tepesinin kuzey tarafında kaleye çıkış yolu olarak kullanıan antik bir yol mevcuttur. Bergama ile Darkale arasındaki antik yolun sanki devamı görünümündeki bu yol güzergahının etrafında çok eski su künkleri ve çömlek parçaları görmek mümkündür.
Sırtını Tuzluktepe ve Asarlıtepe eteklerine dayayan ve Selçuklu ile beylikler döneminden kalan Darkale’nin evleri Temenni yamacına bakmaktadır. Evler Anadolu’nun tipik Osmanlı tarzı evlerini yansıtmaktadır. Safranbolu, Beypazarı, Kula, Akseki evleriyle benzerlik göstermektedir.
Tarih
Soma’nın kuruluşu, Bergama Krallığına bağlı Gharma (Gherme) şehrinin kuruluşu olan M.Ö. 185 yılına yani Helenistik döneme rastlamaktadır. O zamanki adıyla Gharma, şimdiki adıyla Soma’nın, ilk yerleşim yerinin bugünkü Darkale ve civarında olduğu tahmin edilmektedir. Tuzluk Tepe yamacındaki kale surları kalıntıları, Asarkale zirvesindeki gözetleme kulelerinin oda şeklindeki yıkık duvarları, Köylülerin “Yaka” dedikleri ve köy yerleşim yerinin karşısında kalan Karşıyaka (Bağarası) mevkiinde görülen devrik sütunlar ve köyün muhtelif yerlerinde görülen su künkleri ile çömlek parçaları dikkate alındığında kesinlik kazanmamış bu antik Gharma şehrinin yerleşim yerinin bugünkü Darkale köyü ve civarına rast geldiği savını desteklemektedir.
Ankara Milli Kütüphanede muhafaza edilmekte olan Manisa vilayeti ile ilgili “Mahkeme-i Şer’iyye Sicilleri”ne göre Darkale 500 yıl kadar önce Tarhala adlı bir kaza merkezi idi. Tarhala kazasına giriş ve çıkışlar Minderviş, Kırkoluk ve Ulu kapılarından yapılmaktaydı.
Bunun yanısıra Darkale’nin en bilinen tarihi Bergama Krallığı ile başlar. Ancak bu devirde Soma şehri henüz ortada bulunmamakla beraber bu yörelerde önce Persler ardından İskender hüküm sürer. Kısa süren imparatorluğunda dünyaya egemen olan İskender M.Ö. 323’de Babil’de ölünce ülkesi generalleri tarafından aralarında pay edildi.
Ülkeyi ele geçiren Lyssimachos çalışkan ve gayretli olan Philetarios’u Bergama muhafızı yaptı. Kötü süren yönetimin ardından Philetarios Kral Lyssimachos ile ters düşen Selefkus’un yanında yer alarak o’nu Bergama’ya davet etti. Selefkus subayları tarafından öldürülünce rahat bir nefes alan Philetarios M.Ö. 283 yılında Bergama Kralı oldu. Darkale de krallığın sınırları içinde kaldı.
Philetarios’tan sonra yerine sırasıyla I. Eumenes, I. Attalos, II. Eumenes, II: Attalos, III. Attalos geçti. Bergama Krallığı Trakya’dan Toroslara, Ege denizinden Kızılırmak ‘a kadar büyüdü. Nitekim Darkale evlerinin Safranbolu ve Akseki evleri ile benzerliğinin kökeninde bu büyük topraklardaki egemenlik yatmaktadır.
Bergama krallığının uç beyliği (diğer bir kaynağa göre sayfiye yeri) olan Darkale özellikle II. Eumenes zamanında imar edilir. Kalıntıların bu dönemden (MÖ. 197-159) kaldığı sanılmaktadır.
Tarihi Yapılar ve Kalıntılar
Darkale tarihi kalıntılarla dolu bir köydür. Köyün girişinden itibaren tarihi doku kendini hissettirmeye başlar. Soma ile Darkale arasındaki eskiden taş döşeme olan ulaşım yolunda yüksek ağaçlardan dolayı gökyüzü görünmezdi. Bu yol günümüzde genişleyerek yerini asfalt yola bırakmıştır.
Buna rağmen köye yaklaştıkça vadiye girildiği anlaşılan vadinin sol tarafında kalan dağın zirvesinde kalan köyün aniden görülmeye başlanması bizleri şaşırtır. Çünkü sakin bir yolda ilerlerken başınızı aniden yukarı kaldırdığınızda Vadinin soldaki yamacına adeta asılı duran onlarca ahşap ev birdenbire ortaya çıkmış gibi durmaktadır.
İlerlediğimiz bu sakin yol, köyün son elli yıl öncesine kadar küçük araçların girebildiği tek giriş olarak bilinmektedir. Zaman içersinde kısmen genişletilen yol sayesinde tur otobüsleri de köye iyice yaklaşabilmektedir.