İnsan türünün iki cinsi vardır. Kadınlar ve erkekler. Yani temelde kadın veya erkek olmaktan önce insanız. Sonra kadın veya erkek olmak gelmelidir. Normal olan budur. Ancak bölgemizde hatta dünyanın pek çok ülkesinde durum farklı, tıpkı ülkemizde farklı olduğu gibi.
Maalesef kadın olmak, insan olmaktan önce erkek türünden sonra gelen bir canlıymış gibi algılanıyor. Ve bu algı kadınların iş, eğitim, sosyal adalet kısacası her alanda ikinci planda kalmasına neden oluyor.
Acaba erkekler günü de var mı? Hiç böyle bir gün duydunuz mu? Duymadınız. Çünkü yok. Belirli günler olağanüstü yaşanmışlıklardan sonra toplumsal anlamda farkındalık yaratmak için ulusal veya evrensel kuruluşlar tarafından oluşturulur. Bu durumda erkek egemenliği olan bir evrende, tabi ki böyle bir özel güne ihtiyaç yoktur.
Kadınlar günü’nün ortaya çıkış hikayesi ise 8 Mart 1857 yılında New York’ta bir tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler olayına dayanır. Kadın haklarının kazanılması ve iyileştirilmesi, kapitalist sömürüye baş kaldırmak ve dünya barışının korunması için de 1921 yılından itibaren her yıl 8 Mart “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlanır. Böylece 8 Mart dünyanın her yerinde kadının mücadele, özgürleşme ve dayanışma günü olur.
Ülkemizde ki kadınların sorunu sadece iş ve emek sömürüsüne dayalı değildir. İş, eğitim, namus, toplumsal hayatta ki yeri gibi birçok konuda kadın hep mağdur durumdadır. Başlık parası, beşik kertmesi, çocuk gelinler, aile içi cinsel istismar, okula göndermeme, çalıştırmama, namus kavgası, töre, üzerine kuma getirmek, fuhuşa zorlanmak, dayak-şiddet…
Hangi çağda yaşıyoruz. Yok, canım demeyin. Bunlar geçmişte daha çok yaşanan ve günümüzde de yaşanmaya devam eden olaylardır.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2016 yılına ilişkin bir rapor yayınladı. Rapora göre 2016 yılında kadın cinayetleri bir önceki yıla göre artış göstermiş. 2015 yılında hayatı sonlandırılan kadın sayısı 303 iken 2016 yılında bu sayı 328’e yükselmiş. Acaba 2017 yılında veriler ne olur? Resmi rakamlara göre 2002 – 2016 yılları arasında Türkiye de 5735 kadın cinayete kurban gitmiş. (Gayri resmiler, kayıplar, af edilenler hariç.) Sanki ortada adı konmamış bir savaş hali var.
Aslında kadın şunları bilse ve uygulasa ortada sorun kalmaz.
“Kadın ile erkek eşit olamaz; fıtrata aykırı”
“Dişiler, kız mıdır, kadın mıdır belli değil.
“Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek”
“Cenin değil anası ölsün!”
“Evdeki işler yetmiyor mu?
“Kadın çalışarak fuhuşa hazırlık yapar”
“Kahkaha atan kadın iffetsizdir”
“Kadının fıtratında köle olmak var”
“Tecavüze uğrayan kürtaj yaptırmasın”
“Hamile kadın sokakta dolaşamaz”
“Kadınlar için tek kariyer annelik”
“Türk kadını evinin süsüdür”
“Kadınlar süslenmesin, şort giymesin”
Hepsi tanıdık cümleler değil mi?
Kimler mi demiş bunları?
Ben değil. Ben sadece derledim.
* * * *
Cumhuriyet ile kazanılmış çağdaş haklar ve özgürlüklerle birlikte, insan hakları temelinde, kadınların insana özgü tüm haklarının geliştirilmesini ve hayatın her alanında artarak var olması temennisiyle, tüm kadınlarımızın kadınlar gününü kutluyorum.