Ufak Şeyleri Dert Etmeyiniz:
Çoğu zaman kendimizi kaptırıp bazı şeyleri fazla dert ederiz, ama yakından bakınca, bunlar hiç de öyle büyütülecek şeyler değildir. Tüm dikkatimizi küçük sorunlara yöneltip, onları normal boyutlarının çok üstüne çıkarırız. Örneğin, trafikte bir araç önümüzü kesebilir. Oluruna bırakıp, yolumuza devam etmek yerine, öfkelenmeyi kendimize hak buluruz. Kafamızda hayali bir kapışma yaratırız. Hatta, çoğumuz bu olayı unutmak yerine, başkalarına da anlatırız.
Peki, neden bir hastası olduğunu, belki çok acil bir yere yetişmesi gerektiğini düşünmeyiz hiç? Bunu deneyelim ve öyle bir telaşı yaşamanın ne kadar zor olabileceğini düşünmeye çalışalım. Bu yolla kendimizi daha çok kollamış ve diğer insanların sorunlarını üstlenmekten kaçınmış oluruz.
Günlük yaşamımızda oluşan buna benzer daha pek çok “ufak şeyler” vardır. Bu uzun bir kuyrukta beklemek olabilir, haksız eleştirilere uğramak ya da yapılacak bir işin bütün hamallığını üstlenmek olabilir; ufak şeyleri dert etmeyerek neler kazanabileceğimizi zamanla göreceğiz. Pek çok insan yaşam enerjilerinin büyük miktarını “ufak şeyleri dert ederek” harcadıkları için, yaşamın güzelliğini ve büyüsünü tümüyle ıskalar. Çabalarımızı bu hedefe doğru yönelttiğimiz takdirde daha sevecen ve ılımlı olabilmek için kendimizde çok daha fazla enerji bulacağız.
Kusursuz Olmayabileceğinizi Kabulleniniz:
Bugüne dek kesin kusursuzluğu arayan hiç kimsenin yaşamında iç huzuru bulabildiğini görmedim. Her şeyin mükemmel olmasını aramakla, iç huzuru istemek birbirine ters düşer.
Bir şeyi mevcut durumundan daha iyi hale getirmeyi hedef almışsak, neredeyse, kesinlikle kaybedeceğimiz bir mücadeleye girmiş oluruz. Elde olanla yetinip şükredeceğimiz yerde, o konudaki yanlışlığa ve bunu nasıl düzeltebileceğimize odaklanıp kalırız. Tüm dikkatimizi bu yanlışlığa yoğunlaştırdığımız zaman da, durumumuzdan mutsuz ve şikayetçi oluruz.
İster dolabımızın dağınıklığı, otomobilimizdeki bir çizik, eksik sonuçlandırdığımız bir iş, birkaç kilo vermemiz gerektiği gibi, kendimizle ilgili konular olsun; ister başka birinin tavırları, görünüşü veya yaşam biçimi gibi bize ters gelen şeyler olsun, dikkatimizi sadece kusurlara yöneltmemiz, bizi asıl hedefimiz olan sevecen ve ılımlı olmaktan uzaklaştıracaktır. Bu strateji elinizden gelenin en iyisini yapmayın, anlamına gelmez; sadece yaşamdaki yanlışlara kendinizi fazla kaptırıp, tüm dikkatinizi bunlara vermeyi bırakmanızı öngörür. Bir işi daha iyi yapmanın mutlaka bir yolu vardır, fakat bu, mevcut durumun tadını çıkarmayıp, iyi yönlerini göz ardı etmek anlamına gelmez. Stressiz yaşamın sırlarından birtanesi de bunun farkına varmaktır.