Dünyada çocuk istismarı %1 ila %10 arasında değişirken, Türkiye’de bu oran %10 ila %53 arasındadır. Son günlerde de sanki bu bilgi doğrulanırcasına yurdun birçok yerinden çocuk istismarı ile ilgili sesler yükseliyor ve doğruluğu kanıtlanmış haberler geliyor. Çok vahim bir durum. Türkiye gibi kültürel, manevi ve İslami bir kimliği olan ve bu kimlik ile övünen bir ülke de çocuk istismarı yaşanması özellikle de cinsel istismar olması ve bu derece ileri boyutta seyretmesi çok ürkütücü hatta korkunç!
Bahsi geçen konuyu çoğumuz ulusal basından duyduk,okuduk ve izledik.
Geçtiğimiz günlerde hükümete yakınlığı ile bilinen Ensar Vakfında bir cinsel istismar olayı gün yüzüne çıktı. Karaman’da 10 çocuğun cinsel istismara uğraması olayı. İddianameye göre Ensar Vakfında nöbetçi belletmen M.B.(53), Ensar Vakfı’na ait olarak kullanılan yatılı evde çocuklara cinsel istismarda bulunmuş. Çocuklar, öğretmenin kendilerine cinsel istismarda bulunduğunu anlatmış; Adli Tıp Kurumu’nun raporu da bu anlatımı doğruladı.
Bu olayın patlak vermesinden sonra Aile ve Sosyal Politika Bakanı Sema Ramazanoğlu, Ensar Vakfındaki korkunç olayla ilgili “Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz. Biz Ensar Vakfı’nı da tanıyoruz, hizmetlerini de takdir ediyoruz” dedi.
Bu açıklamadan sonra Ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu da şöyle dedi; “Bu çocukları bu yoz kültüre nasıl emanet ettiniz ? Vakıfları savunuyorlar. Çocuklara sahip çıkın vakıflara değil. Bu çocuklar yasadışı burada nasıl kaldı? Valisi konuşmuyor, Milli Eğitim Bakanı konuşmuyor, Aileden sorumlu Bakan da zaten birilerinin önüne yatmış vaziyette o da konuşmuyor. Bu yurtlara kim izin veriyor arkadaşlar… Biz izin vermedik diyorlar koro halinde. Siz izin vermediyseniz bunlar nasıl açılıyor?”
Ve “buna bir kere rastlanmış olması” ifadesi üzerinden başlayan kavga “önüne yatmak” terimi üzerinden büyüyor.
Okur – yazar- ve düşünen bir vatandaş olarak aklıma şu sorular takıldı.
— Ortada yanlış bir anlaşılma olduğu açık. Sayın Ramazanoğlu’nun “buna bir kere rastlanmış olması” ifadesini “çocuklara yapılan cinsel istismar için değil Ensar Vakfında böyle bir istismara bir kere rastlanmış olması” demek istediğini anlamak lazım. Ancak bu vakıfta cinsel istismara ilk kez veya bir kere rastlanması bu vakfı savunmak için yeterli veya geçerli bir sebep midir? Bakanın savunma içerikli sözleri Ensar Vakfını haklı mı kılar?
— Aile Bakanı Sayın Ramazanoğlu, Karaman’da ki istismar olayından sonra neden Ensar Vakfını bu derece koruma altına alma gereği duydu? Sonuçta bu istismar Ensar vakfı evinde oldu. Gönüllü veya resmi çalışan olması fark etmez bu istismar Ensar Vakfı çalışanı tarafından yapıldı. Bakan açıklama yaparken neden tarafsız olmadı veya olamadı?
— Konu ile ilgili Karaman valisi ve Milli Eğitim Müdürü neden bir açıklama yapmadı?
—Karaman da ki bu istismar olayına neden gizlilik kararı getirildi ve basın yasağı uygulandı?
*****
— Diğer taraftan Türk Dil Kurumu sözlüğüne bakın, önüne yatmak için; “savunmak, kabullenmek, destek çıkmak” diyor. Ama mecliste ki kavga “bir muhalefet liderinin, kadın olan bir bakana nasıl olur da önüne yatmak ifadesini kullanabilir” söylemi üzerinden ilerliyor.
— Önüne yatmak terimi için neden altına yatmak terimiymiş gibi bir algı oluşturuluyor?
Bu ifade neden bir namus meselesi algısına dönüştürülmek isteniyor? Oysa hepimiz biliyoruz ki Önüne yatmak başka! Altına yatmak başka bir terim. Kelimelerin her manaya çekildiği ifadelerin lastik gibi uzatılabildiği dilimizde keşke Kılıçdaroğlu bu ifadeyi kullanmasaymış.
— İktidar konuyu edep meselesine yöneltti. Ama Önüne yatmak, ifadesinin daha önce yakın bir geçmişte siyasi arenada İç İşleri eski Bakanı Muammer Güler tarafından yolsuzluk olaylarında Reza Zarrab için söylendiği neden unutuluyor?
— Meclis ana konuyu dağıttı. Basında konunun dağıtılmasına ortam sağladı. Asıl mesele çocuklara yönelik cinsel istismar ve vakıfların izinsiz faaliyetleriyken iktidar, muhalefet ve kamuoyu günlerdir çarpıtılan ifadeleri tartışıyor. Ne kadar yapıcı ve çalışkan bir meclis!
*****
—Ramazanoğlu hakkında bir gensoru önergesi verildi. Gensoru AKP oyları ile ret edildi. Buraya kadar durum alışıldık. Gensorunun reddedilmesinden sonra ise AK Partili vekiller Bakan Ramazanoğlu’nu tebrik etmek için kuyruk oldu, sıraya girdi. Peki neyi tebrik ettiler?
*****
Mesele ne bir kereden bir şey olmaz ne önüne yatmak ne Ramazanoğlu ne Kılıçdaroğlu ne de temsil ettikleri siyasi partiler değildir.
Bu söylem yarışı cumhurbaşkanı, iktidar ve muhalefet arasında son bulsun. Yanlış anlaşılan bütün terimleri, deyimleri, kelimeleri bir kenara koyalım ve asıl konu üzerinde duralım. Burada can yakıcı konu Cinsel İstismardır! Masum, mağdur ve korumasız olan çocuklarımıza yapılanlardır. Gerekli önlemlerin alınmaması ve gerekli caydırıcı cezaların olmamasıdır. Ve maalesef ülke genelinde bu tür olaylar artıyor. Adli sicil kayıtlarına göre son beş yılda dava sayısında yüzde 50 oranında artış, son 10 yılda ise yüzde 125 oranında artış olmuş. Çocuğun cinsel istismarında Türkiye dünya listesinde 3’üncü sırada yer almaktaymış. Gerçekler ortadayken, rakamlar bu kadar vahimken devlet kurumları ve devlet adamları görevini yapsın yeter.